Barış Özgür ÇELEBİ
Köşe Yazarı
Barış Özgür ÇELEBİ
 

Dinime Küfreden Bari Müslüman Olsa...

“Dinime küfreden bari Müslüman olsa...” Evet, bu atasözümüzde söylenmek istenen şeyin hepsi ABD’de fazlasıyla var. Kuruluşundan bu yana yerli halka, Kızılderililere, beyaz olmayan insanlara yaptıkları katliam, soykırım, işkence, eziyet, dışlama, mobbing, karalamaların haddi hesabı yok. Aradan bunca yıl geçmesine rağmen halen kendi topraklarında yaşayanlara, komşularına, tüm dünya ülkelerine yaptığı; eziyet, yıldırma, katliam, darbe, suikastları bilmeyen, duymayan insan (Kaf dağının ardındakiler dahil) kalmadı sayılır... Onların yöneticileri ise taa ezelden beri büyük bir pişkinlik içinde kendi kabahatlerinin görmezden gelinmesini sağlamak için çeşitli oyunlar yaparak başka ülkelerin geçmişlerini, şimdiki durumlarını işlerine geldiği gibi, abartarak, yalan yanlış şeyler ilave ederek köpürtme peşindeler... Son olaya gelelim isterseniz: Amerika 106 yıl önceki hepimizi üzen ‘Ermeni Olayı’nı “Soykırım” olarak niteleyip etkili lobilerin istekleri doğrultusunda karar beyan edip safını belirledi. Varsın olsun. Keşke bunca yıl içlerinde bulunan, şantaj gibi sakladıkları sözleri daha önce kussalardı. Bu yeni olan bir hadise değil. Akıllarınca, zamanın amansız koşullarında zorunluluk nedeniyle alınmak zorunda kalınan ‘tehcir’ kararının sonucunda oluşan, bazen karşılıklı olarak kontrolden çıkan, çok büyük bir çoğunluk olarak bizleri de üzen hadiseleri tek yanlı olarak mahkum etmeye kalkmış. Varsın söylesinler, neyin ne olduğunu; başta insaflı, vicdan sahibi Ermeni kökenliler olmak üzere hemen herkes biliyor... Herkes biliyor, yüzyıllardan beri değişik inançta olmamıza rağmen ne kadar hoşgörü ile yan yana yaşadığımızı... Herkes biliyor, atalarımızın tüm farklı etnisite ve inançtakiler gibi Ermeni kökenlilere de ne kadar yakın olduğunu, hatta onlara daha çok pozitif ayrımcılık uyguladığını... Herkes biliyor; tarihi yapılarımızı, musikimizi, mutfağımızı birlikte sinerji ile nasıl büyüttüğümüzü... Herkes biliyor; önyargısız, kardeşçe tutumlarımızı samimi ve doğru algılayan kendi büyüklerinin bu tutumları nedeniyle ‘millet-i sadıka’ olarak kabul görüldüklerini... Herkes biliyor, ABD’nin vakti zamanında beyaz olmayanlara yaptıklarının %1’inin bile onlara yapılmadığını...Vs. Vs... Peki sahi, bütün bunlar yaşanmışken 1. Cihan Harbi sırasında bu istenmeyen durumlar neden oldu? Önceki yüzyıllarda kardeş bellediklerimizin yapıp etmeleri neden? Neden o sıkıntılı dönemlerde gönderilen ‘Heyet-i Nasiha’ gruplarını dinlememeleri? Neden yüzyıllardan beri iyi ve kötü günleri birlikte yaşadıkları insanlara karşı Rusya ve Fransa’nın dolduruşuna gelerek yıkıcı örgütler kurma, yakma, yıkma, katliamlara kalkışmalar? Neden yüzyıllar boyunca birlikte yaşadıkları, ekmeğini paylaştıkları komşularına yapılan saldırılar, kışkırtıcı hareketler? Karşılıklı olarak yaşanan ‘Ortak acı’lar neden??? Vs. Vs... Acaba diyorum, o şartlarda bizim yerimizde başta ABD’liler olmak üzere başka herhangi bir dünya ülkesi olsa neler yapmazdı? Bunu düşünmek bile akla ziyan bir hal... Her yönüyle sıkıntılı günlerin göbeğinde, her türlü saldırı ile baş başa kaldığımız o sıkıntılı süreçte o kadar nasihat ve uyarılara rağmen yapılıp edilen ihanetlere ‘ellerinize sağlık, ne güzel, her türlü işlemi yapabilirsiniz’ dememiz mi lazımdı olur olmaz herkese karşı? Tabii ki akla ziyan bu durum olmayacak ve içteki bu büyük tehdit karşısında bazı önlemlerin doğal olarak alınması gerekecekti. Nitekim alındı da! Bu ‘tehcir’ kararı bunun için alınıp uygulandı. Günümüzden bakıp bu kararı tenkit etmek kolay ve zahmetsiz. Tehcir sonucu yollarda olup biten üzücü haller tenkit edilebilir, kabul. Ancak, bunların savaş ortamında geliştiğini hiçbir vicdan sahibi insan, kurum, devlet unutmamalı! İşin özü; 20. Yüzyılın başlarında milletimizin yaşadıklarının %5’inin bile yeni nesillere öğretilmediğini üzüntü ile kabul etmemiz lazım. Bizim yerimizde tarihini önemseyen başka bir millet olsa, yaşananları yazdıkları çizdikleri yüzbinlerce eserle dile getirir, dünyada derdini anlatamadığı tek bir insan kalmaz ve o ortamda olup bitenler karşısında bir tek insaflı kişi kabahati bizde aramazdı diyorum. Aslında bütün bu olup biten halleri kendi insanımıza bile aktaramadığımız için kabahati kendimizde aramamız gerekir...Bunu bildiğim için konunun açıklanmasının tarafsız uzmanlarca tüm arşivler açılarak yapılmasını isterim. Kuru sıkı şantaj, tehdit, karalama ile her gün uğraşacağımıza bu işe nihai noktanın konması için tarihçiler harekete geçmeli diyorum... Özetin özeti: Zamanın gereği olarak etkisi altına aldıkları yerlerde günümüzde bile lüks sayılabilecek hür düşünme-kendi dilleriyle konuşma-inanma özgürlüğü-serbestiyet tanımış olan, asimilasyon yapmayan, dilini-inancını- kültürünü dayatmayan bir milletin evlatları bu kadar şuur yoksunu olmamalı ve bu kadar haksız uygulamalara maruz kalmamalı diyorum...Tarihimizi bilmediğimiz için; çuvaldızı başkalarına batırmadan önce iğneyi önce kendimize batırmalıyız... Allah; milletimize, idarecilerimize, insanımıza akıl, fikir, düşünme, bilgi, insaf, basiret, feraset,anlayış versin...Ülkemizi, kendimizi, tarihimizi bilmiyor; beş para etmez bomboş konularla zaman öldürüyor; X,Y,Z ve sonraki kuşaklara yazık ediyor; bu nedenle hemen her gün, günah keçisi gibi, envayı çeşit haksız saldırılara maruz kalıyoruz açıkçası...Üzgünüm...
Ekleme Tarihi: 25 Nisan 2021 - Pazar
Barış Özgür ÇELEBİ

Dinime Küfreden Bari Müslüman Olsa...

“Dinime küfreden bari Müslüman olsa...” Evet, bu atasözümüzde söylenmek istenen şeyin hepsi ABD’de fazlasıyla var. Kuruluşundan bu yana yerli halka, Kızılderililere, beyaz olmayan insanlara yaptıkları katliam, soykırım, işkence, eziyet, dışlama, mobbing, karalamaların haddi hesabı yok. Aradan bunca yıl geçmesine rağmen halen kendi topraklarında yaşayanlara, komşularına, tüm dünya ülkelerine yaptığı; eziyet, yıldırma, katliam, darbe, suikastları bilmeyen, duymayan insan (Kaf dağının ardındakiler dahil) kalmadı sayılır... Onların yöneticileri ise taa ezelden beri büyük bir pişkinlik içinde kendi kabahatlerinin görmezden gelinmesini sağlamak için çeşitli oyunlar yaparak başka ülkelerin geçmişlerini, şimdiki durumlarını işlerine geldiği gibi, abartarak, yalan yanlış şeyler ilave ederek köpürtme peşindeler... Son olaya gelelim isterseniz: Amerika 106 yıl önceki hepimizi üzen ‘Ermeni Olayı’nı “Soykırım” olarak niteleyip etkili lobilerin istekleri doğrultusunda karar beyan edip safını belirledi. Varsın olsun. Keşke bunca yıl içlerinde bulunan, şantaj gibi sakladıkları sözleri daha önce kussalardı. Bu yeni olan bir hadise değil. Akıllarınca, zamanın amansız koşullarında zorunluluk nedeniyle alınmak zorunda kalınan ‘tehcir’ kararının sonucunda oluşan, bazen karşılıklı olarak kontrolden çıkan, çok büyük bir çoğunluk olarak bizleri de üzen hadiseleri tek yanlı olarak mahkum etmeye kalkmış. Varsın söylesinler, neyin ne olduğunu; başta insaflı, vicdan sahibi Ermeni kökenliler olmak üzere hemen herkes biliyor... Herkes biliyor, yüzyıllardan beri değişik inançta olmamıza rağmen ne kadar hoşgörü ile yan yana yaşadığımızı... Herkes biliyor, atalarımızın tüm farklı etnisite ve inançtakiler gibi Ermeni kökenlilere de ne kadar yakın olduğunu, hatta onlara daha çok pozitif ayrımcılık uyguladığını... Herkes biliyor; tarihi yapılarımızı, musikimizi, mutfağımızı birlikte sinerji ile nasıl büyüttüğümüzü... Herkes biliyor; önyargısız, kardeşçe tutumlarımızı samimi ve doğru algılayan kendi büyüklerinin bu tutumları nedeniyle ‘millet-i sadıka’ olarak kabul görüldüklerini... Herkes biliyor, ABD’nin vakti zamanında beyaz olmayanlara yaptıklarının %1’inin bile onlara yapılmadığını...Vs. Vs... Peki sahi, bütün bunlar yaşanmışken 1. Cihan Harbi sırasında bu istenmeyen durumlar neden oldu? Önceki yüzyıllarda kardeş bellediklerimizin yapıp etmeleri neden? Neden o sıkıntılı dönemlerde gönderilen ‘Heyet-i Nasiha’ gruplarını dinlememeleri? Neden yüzyıllardan beri iyi ve kötü günleri birlikte yaşadıkları insanlara karşı Rusya ve Fransa’nın dolduruşuna gelerek yıkıcı örgütler kurma, yakma, yıkma, katliamlara kalkışmalar? Neden yüzyıllar boyunca birlikte yaşadıkları, ekmeğini paylaştıkları komşularına yapılan saldırılar, kışkırtıcı hareketler? Karşılıklı olarak yaşanan ‘Ortak acı’lar neden??? Vs. Vs... Acaba diyorum, o şartlarda bizim yerimizde başta ABD’liler olmak üzere başka herhangi bir dünya ülkesi olsa neler yapmazdı? Bunu düşünmek bile akla ziyan bir hal... Her yönüyle sıkıntılı günlerin göbeğinde, her türlü saldırı ile baş başa kaldığımız o sıkıntılı süreçte o kadar nasihat ve uyarılara rağmen yapılıp edilen ihanetlere ‘ellerinize sağlık, ne güzel, her türlü işlemi yapabilirsiniz’ dememiz mi lazımdı olur olmaz herkese karşı? Tabii ki akla ziyan bu durum olmayacak ve içteki bu büyük tehdit karşısında bazı önlemlerin doğal olarak alınması gerekecekti. Nitekim alındı da! Bu ‘tehcir’ kararı bunun için alınıp uygulandı. Günümüzden bakıp bu kararı tenkit etmek kolay ve zahmetsiz. Tehcir sonucu yollarda olup biten üzücü haller tenkit edilebilir, kabul. Ancak, bunların savaş ortamında geliştiğini hiçbir vicdan sahibi insan, kurum, devlet unutmamalı! İşin özü; 20. Yüzyılın başlarında milletimizin yaşadıklarının %5’inin bile yeni nesillere öğretilmediğini üzüntü ile kabul etmemiz lazım. Bizim yerimizde tarihini önemseyen başka bir millet olsa, yaşananları yazdıkları çizdikleri yüzbinlerce eserle dile getirir, dünyada derdini anlatamadığı tek bir insan kalmaz ve o ortamda olup bitenler karşısında bir tek insaflı kişi kabahati bizde aramazdı diyorum. Aslında bütün bu olup biten halleri kendi insanımıza bile aktaramadığımız için kabahati kendimizde aramamız gerekir...Bunu bildiğim için konunun açıklanmasının tarafsız uzmanlarca tüm arşivler açılarak yapılmasını isterim. Kuru sıkı şantaj, tehdit, karalama ile her gün uğraşacağımıza bu işe nihai noktanın konması için tarihçiler harekete geçmeli diyorum... Özetin özeti: Zamanın gereği olarak etkisi altına aldıkları yerlerde günümüzde bile lüks sayılabilecek hür düşünme-kendi dilleriyle konuşma-inanma özgürlüğü-serbestiyet tanımış olan, asimilasyon yapmayan, dilini-inancını- kültürünü dayatmayan bir milletin evlatları bu kadar şuur yoksunu olmamalı ve bu kadar haksız uygulamalara maruz kalmamalı diyorum...Tarihimizi bilmediğimiz için; çuvaldızı başkalarına batırmadan önce iğneyi önce kendimize batırmalıyız... Allah; milletimize, idarecilerimize, insanımıza akıl, fikir, düşünme, bilgi, insaf, basiret, feraset,anlayış versin...Ülkemizi, kendimizi, tarihimizi bilmiyor; beş para etmez bomboş konularla zaman öldürüyor; X,Y,Z ve sonraki kuşaklara yazık ediyor; bu nedenle hemen her gün, günah keçisi gibi, envayı çeşit haksız saldırılara maruz kalıyoruz açıkçası...Üzgünüm...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ordumanset.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.