SAĞLIKTA ŞİDDET DURSUN

Gündem 15.01.2018 - 15:50, Güncelleme: 15.06.2023 - 07:39 3538+ kez okundu.
 

SAĞLIKTA ŞİDDET DURSUN

Ordu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları Acil Servis’inde görevli olan Dr. Bülent Eşitken, hafta sonu bir hasta yakını ile yaşadığı tartışma sonrası rahatsızlanarak ambulans ile Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edilmişti.

Ordu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları Acil Servis’inde görevli olan Dr. Bülent Eşitken, hafta sonu bir hasta yakını ile yaşadığı tartışma sonrası rahatsızlanarak ambulans ile Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edilmişti. Burada ameliyat olan ve yoğun bakıma alınan Dr. Bülent Eşitken ’in hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi. Türk Sağlık Sen Ordu Şube Başkanı Fatih Galender Zengin, yaşanan olayla ilgili bir açıklama yaptı. UYARILARIMIZ DİKKATE ALINMADI ‘’Sağlık Çalışanlarına yönelik her şiddet olayından sonra sürekli yetkilileri uyarmıştık.’’ diyen Zengin, ‘’ Gereğini yapın, çalışma ortamlarını güvenli hale getirin demiştik. Hastaneleri ellerinde sopa, bıçak ve silahla basanlara dikkat çekerek felaket geliyor demiştik. Fakat uyarılarımız dikkate alınmadı. Sadece bizim uyarılarımız değil geçmişte yaşananlarda unutulup giderek gereği yapılmadı. Her olaydan sonra yapılan uyarıları dikkate almayıp önlem almakta ihmalkâr davrananlar da bu olayın sorumlusudurlar. Hayatından endişe ederek hizmet sunan sağlık çalışanlarının, şiddete uğrayanların ve Yitip giden canların vebali onlarında üzerindedir. Kendilerine, eş ve çocuklarına güvenlik ordusu ve zırhlı makam araçları tahsisinde tüm imkânları kullanan devletlû büyüklerimiz söz konusu sağlık çalışanlarının can güvenliği olunca alınacak tedbirleri ve bu uğurda yapılan uyarıları ne den görmezden gelirler? Her fırsatta insanı yaşat ki, devlet yaşasın diyenler, gelinen noktada devletin memurunu yaşatamaz, kamu kurumlarında çalışanların çalıştığı iş yerinde canını koruyamaz durumdadırlar. ‘’ diye konuştu. DEVLET ÇALIŞANINI KORMAKTAN ACİZ HALE GELİNDİ ‘’Hastanelerde; Hekiminden, Hemşiresine, Ebesinden, Teknisyen ve teknikerlerine memurundan hizmetlisine kadar bütün sağlık çalışanların güvenli bir çalışma ortamına hasret bırakılmışlardır. ‘’diyerek açıklamalarına devam eden Zengin, ‘’ Çalışanların güvenliğini sağlama konusunda çaresiz ve zavallı bir durum sergilemektedirler. Kısacası devlet çalışanını korumaktan aciz bir hale gelmiştir. Bu acizlik bizim devletimize yakışmamaktadır. Sağlıkta şiddet sloganlarla veya toplantılarla çözülecek bir iş değildir. Buradan soruyoruz: Bunu anlamak için kaç canın daha kurban verilmesi gerekiyor? Sorunlara çözüm olmanın ötesinde, hiçbir derde derman olmayan “Şiddete Sıfır Tolerans” sloganı işe yaramamıştır. Hasta sayısı ile övünen bir bakanlık çalışma şartlarını ve iş yükünü artırmış, sözüm ona hasta hakları ve oluşturulan alo 184şikayet hatları ile çalışanlar, vatandaşa adeta hedef gösterilmiştir. Sağlıkta şiddet ne yazık ki önce rutinleşmiş. Bu saldırı ilk olmadığı gibi son olmasını çok isterdik ama son da olmayacaktır. Beyaz önlüklere siyah kefen biçildiği bu vahşet düzeni önlemler ve ağır yaptırımlar olmaz ise sürüp gidecektir. ‘’ dedi. VERİLEN CEZALARIN CAYDIRICI OLMAS I GEREKİYOR Zengin, ‘’Talebimiz çok basittir. Sadece güvenli çalışmak ve akşam olunca sağ salim ailemize kavuşmak istiyoruz. ‘’ diyerek, ‘’Hastanelerin savaş meydanlarını andırdığı, çalışanın her saniye şiddete uğrama korkusu yaşadığı bir ortam olarak kalmasını istemiyoruz. Biz burada hizmet üretmekten çekinir bir hale geldik. Şifa veren eller kendi hayatlarından her gün endişeliler. Bunun düzeltilmesini istiyoruz. Çalışanların güvenliğini sağlayamayan Sağlık Bakanlığı ne işe yarar acaba ? Lütuf değil, insan olarak çalışan olarak hakkımızı istiyor diyoruz. Öncelikle verilen ve verilecek cezaların caydırıcılığının olması gerekmektedir. Sağlık hizmeti veren çalışanların görevi başında olan bir devlet memuru olduğu unutulmamalıdır. Sağlık personeline bırakın şiddet uygulamayı, hakaret ve küfrün hapis cezaları olmalıdır. Sağlık personeline karşı işlenen suçların cezasının hiçbir şekilde paraya dönüştürülmemesi sağlanmalıdır. Tehlike karşısında kullanılmak kaydıyla sağlık personeline biber gazı vb. ekipman verilmelidir. Tehlike arz edecek yaşanan sözlü ya da fiili saldırılardan hemen sonra sağlık müdürlüğü avukatları olayın adli mercilere intikal ettiği ilk anda olaya müdahil olarak sağlık çalışanlarının yanında yer almalı, verilen ilk ifadelerin, tutulan raporların uygun olmasını sağlayarak süreci yakından takip etmelidir. Gerekli vakalara kolluk kuvveti sağlanmalıdır.” İfadelerini kullandı. 
Ordu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları Acil Servis’inde görevli olan Dr. Bülent Eşitken, hafta sonu bir hasta yakını ile yaşadığı tartışma sonrası rahatsızlanarak ambulans ile Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edilmişti.

Ordu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları Acil Servis’inde görevli olan Dr. Bülent Eşitken, hafta sonu bir hasta yakını ile yaşadığı tartışma sonrası rahatsızlanarak ambulans ile Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edilmişti. Burada ameliyat olan ve yoğun bakıma alınan Dr. Bülent Eşitken ’in hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi. Türk Sağlık Sen Ordu Şube Başkanı Fatih Galender Zengin, yaşanan olayla ilgili bir açıklama yaptı.

UYARILARIMIZ DİKKATE ALINMADI

‘’Sağlık Çalışanlarına yönelik her şiddet olayından sonra sürekli yetkilileri uyarmıştık.’’ diyen Zengin, ‘’ Gereğini yapın, çalışma ortamlarını güvenli hale getirin demiştik. Hastaneleri ellerinde sopa, bıçak ve silahla basanlara dikkat çekerek felaket geliyor demiştik. Fakat uyarılarımız dikkate alınmadı. Sadece bizim uyarılarımız değil geçmişte yaşananlarda unutulup giderek gereği yapılmadı. Her olaydan sonra yapılan uyarıları dikkate almayıp önlem almakta ihmalkâr davrananlar da bu olayın sorumlusudurlar. Hayatından endişe ederek hizmet sunan sağlık çalışanlarının, şiddete uğrayanların ve Yitip giden canların vebali onlarında üzerindedir. Kendilerine, eş ve çocuklarına güvenlik ordusu ve zırhlı makam araçları tahsisinde tüm imkânları kullanan devletlû büyüklerimiz söz konusu sağlık çalışanlarının can güvenliği olunca alınacak tedbirleri ve bu uğurda yapılan uyarıları ne den görmezden gelirler? Her fırsatta insanı yaşat ki, devlet yaşasın diyenler, gelinen noktada devletin memurunu yaşatamaz, kamu kurumlarında çalışanların çalıştığı iş yerinde canını koruyamaz durumdadırlar. ‘’ diye konuştu.

DEVLET ÇALIŞANINI KORMAKTAN ACİZ HALE GELİNDİ

‘’Hastanelerde; Hekiminden, Hemşiresine, Ebesinden, Teknisyen ve teknikerlerine memurundan hizmetlisine kadar bütün sağlık çalışanların güvenli bir çalışma ortamına hasret bırakılmışlardır. ‘’diyerek açıklamalarına devam eden Zengin, ‘’ Çalışanların güvenliğini sağlama konusunda çaresiz ve zavallı bir durum sergilemektedirler. Kısacası devlet çalışanını korumaktan aciz bir hale gelmiştir. Bu acizlik bizim devletimize yakışmamaktadır. Sağlıkta şiddet sloganlarla veya toplantılarla çözülecek bir iş değildir. Buradan soruyoruz: Bunu anlamak için kaç canın daha kurban verilmesi gerekiyor? Sorunlara çözüm olmanın ötesinde, hiçbir derde derman olmayan “Şiddete Sıfır Tolerans” sloganı işe yaramamıştır. Hasta sayısı ile övünen bir bakanlık çalışma şartlarını ve iş yükünü artırmış, sözüm ona hasta hakları ve oluşturulan alo 184şikayet hatları ile çalışanlar, vatandaşa adeta hedef gösterilmiştir. Sağlıkta şiddet ne yazık ki önce rutinleşmiş. Bu saldırı ilk olmadığı gibi son olmasını çok isterdik ama son da olmayacaktır. Beyaz önlüklere siyah kefen biçildiği bu vahşet düzeni önlemler ve ağır yaptırımlar olmaz ise sürüp gidecektir. ‘’ dedi.

VERİLEN CEZALARIN CAYDIRICI OLMAS I GEREKİYOR

Zengin, ‘’Talebimiz çok basittir. Sadece güvenli çalışmak ve akşam olunca sağ salim ailemize kavuşmak istiyoruz. ‘’ diyerek, ‘’Hastanelerin savaş meydanlarını andırdığı, çalışanın her saniye şiddete uğrama korkusu yaşadığı bir ortam olarak kalmasını istemiyoruz. Biz burada hizmet üretmekten çekinir bir hale geldik. Şifa veren eller kendi hayatlarından her gün endişeliler. Bunun düzeltilmesini istiyoruz. Çalışanların güvenliğini sağlayamayan Sağlık Bakanlığı ne işe yarar acaba ? Lütuf değil, insan olarak çalışan olarak hakkımızı istiyor diyoruz. Öncelikle verilen ve verilecek cezaların caydırıcılığının olması gerekmektedir. Sağlık hizmeti veren çalışanların görevi başında olan bir devlet memuru olduğu unutulmamalıdır. Sağlık personeline bırakın şiddet uygulamayı, hakaret ve küfrün hapis cezaları olmalıdır. Sağlık personeline karşı işlenen suçların cezasının hiçbir şekilde paraya dönüştürülmemesi sağlanmalıdır. Tehlike karşısında kullanılmak kaydıyla sağlık personeline biber gazı vb. ekipman verilmelidir. Tehlike arz edecek yaşanan sözlü ya da fiili saldırılardan hemen sonra sağlık müdürlüğü avukatları olayın adli mercilere intikal ettiği ilk anda olaya müdahil olarak sağlık çalışanlarının yanında yer almalı, verilen ilk ifadelerin, tutulan raporların uygun olmasını sağlayarak süreci yakından takip etmelidir. Gerekli vakalara kolluk kuvveti sağlanmalıdır.” İfadelerini kullandı. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ordumanset.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.