Sanayici ve İş Adamı Burhan Çakmak

Ekonomi 25.05.2013 - 16:34, Güncelleme: 15.06.2023 - 07:39 5842+ kez okundu.
 

Sanayici ve İş Adamı Burhan Çakmak

ORDU BÜYÜYOR, BÜYÜK HEDEFLERİ OLMALIDIR

Burhan ÇAKMAK kimdir? Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Burhan ÇAKMAK denildiğinde 1952 yılında Ulubey’in Aydınlar Köyü’nde doğdum. İlkokulumu doğduğum köyde tamamlayarak daha sonra Merkez Ortaokulu ve Ordu Lisesi’nden mezun olarak tamamladım. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni 1974’te bitirdikten sonra Ordu’ya döndüm ve ticari hayata başladım. 1975-1980 yılları arasında Serbest Mali Müşavirlik yaptım. Daha sonra ticarete ağırlık verdim. 1980 yıllarında Doğru Yol Partisinde siyasi hayatıma başladım. Aslında siyasi hayatıma 1979 yıllarında Adalet Partisinde Gençlik Kolları İl Başkanlığı yaparak başladım. Daha sonra Doğru Yol Partisi’nin her kademesinde görev aldım. Delegelik, İlçe Başkanlığı, İl Başkanlığı görevlerini yaptım. 2002 yılında bildiğiniz gibi Doğru Yol Partisi barajın altında kalınca siyaseten nerdeyse tasfiye oldu o günün şartlarında. Bir ümit daha vardı ancak 2002 sonrası meydana çıkan tablo partinin tamamen sönmesine sebep oldu, biz de bundan dolayı siyaseti buzdolabına koyduk hem de o defteri kapattık bir daha açmamak üzere ve işimize yoğunlaştık. Şu anda organize sanayide vitrafiye seramik üzerine uğraşıyoruz, yaklaşık bünyemizde 200 kişi civarında çalışanımız var, hem yurt içi hem de yurt dışı satışlarımızla hem İlimize hem Ülkemize katma değer yaratmanın ve 200 tane insanın sosyal sorumluluğunu ve geçim derdini üstlenmenin hazzını yaşıyoruz. Hizmetin yolu bir tane değildir. Siyasetle bu nasip olmadı ama ekonomide yine topluma hizmet vermek için gayret gösteriyoruz. Başkanım Siz uzun yıllar siyasette bulundunuz siyaseti bıraktıktan sonra bir ahde vefasızlık gördünüz mü? Bu insanların genlerinde vardır. Esasında siz şunu zannetmeyin insanlar siyasette güçlü olanların etrafında çok sevdikleri için arkadaş gördükleri için etrafında toplanmazlar, toplumda genelde çıkar ilişkisi imkan ve işlerin halledilmesi güdüsüyle bu tür siyasi gücü elinde bulunduranların etraflarında daima olurlar.Bu güç ortadan kalktıktan sonra ancak sokakta gördüklerinde selam verirler, ziyaretler azalır doğrusu ben bunları doğal karşılıyorum. Çok da böyle vefasızlık gibi addettirmemek lazım toplumumuzun genel yapısı bu, sonuç itibariyle insanlar sizinle gelip neyi konuşsunlar. Zaten siyaseten güçlü olduğu dönemde insan seninle hatıralarını konuşmuyorlar, işlerini konuşuyorlar, aşlarını konuşuyorlar, çözülmesini arzu ettikleri sorunlarını anlatıyorlar. Başkanım peki Sizin siyaset yaptığınız dönem ile şimdiki dönem arasında nasıl bir fark görüyorsunuz? Siyaset şimdi nasıl sizce? Çok ciddi bir fark var. Yani bizim zamanımızda siyaset daha canlıydı. İnsanların siyasete ve politikaya bakışı daha nispetliydi, bugün ülkemizde depolitizasyon görüyorum bunun da sebebi çok büyük ekseriyette iktidar olan iktidar partisinin karşısında; siyaset yapma gücünü rahatlıkla kendinde bulamayan partiler gerilemeye başladı, yani Ordu’da meseleleri dile getiren şu anda Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı arkadaşımızın öyle veya böyle çıkışlarını görüyoruz. Siyaset adına bir gayretin içerisindedir. Bu da yine eskiden kalma alışkanlıkların bir devamıdır. Fakat yeni jenerasyon siyasetçilerin halka çok açık olmadıklarını görüyorum. Yani toplumla meseleleri paylaşmaktan uzak olduklarını görüyorum. Sadece resim vermeyle, televizyonda iki cümle söylemeyle siyaset olmamalı, toplumun politize edilmesi yönünde gayretler sarf edilmeli, toplumu hem bilgilendirmeli, hem bilinçlendirmeli o açıdan teslimiyetçi bir siyasi ortam görüyorum. Peki Başkanım siyasete tekrar dönmeyi düşünür müsünüz? Buna cevap herkesin baktığı şekilde farklı değerlendirilir. Biz esasen siyaset defterini kapattık. Yani ben bundan sonra gidip de bir siyasi heyetin içinde bir siyasi hesabın içinde asla olmam. Efendim size birileri teklif getirmiş olsa diye sorsanız bize kimse öyle bir teklif getirmez, çünkü o eşyanın tabiatına aykırı olur. Ben şimdi şunu dersem, bir teklif getirilirse düşünür müyüm dersem; bundan bir takım anlamlar çıkarırlar yeniden siyasete dönme hevesi var gibi. Bizim böyle bir hevesimiz yok ama siyaset dışında topluma hizmet konusunda önümüze bir imkan çıkarsa değerlendirir misin dersen; değerlendiririm ama bu siyasetle sınırlı bir şey değil benim için. Peki Başkanım Ticaret Odası Başkanlığı seçimi yaklaşıyor ve sizin de adaylığınız söz konusu, sizi adaylığa iten sebep neydi ve seçimleri kazandığınızda yapmayı düşündüğünüz projeler nelerdir? Şimdi bir kere Barış Bey Ticaret Odası hala 1960’lardan gelen o klasik kültürle yönetilen bir yer. Meclislerindeki toplantıların son derece zayıf geçtiğini, faaliyetlerin zayıf olduğunu, oda adına yapılan işlerde oda üyelerinin hem haberlerinin olmadığını hem de üyeler ile odanın arasında büyük bir kopukluk olduğunu biliyorum ki ben bu odanın üyesiyim. Şimdi eğer sorumluluk sahibi bir insansanız bu İlin düşmüş kalkmış işlerini gözetlemek zorundasınız, herkes kendi üzerine düşen görevi yapmalı. Bizde işin bir tarafından tutmak istedik, çünkü şehrimiz büyükşehir oldu ve ulaşım kanallarımız ciddi anlamda rahatlıyor, dere yolumuz, havaalanımız, çevre yolumuz, gelecekte limanımız bu şehrin cazibesini artıracaktır. O Ticaret ve Sanayi Odası bu konseptin çok dışında kaldı, bizim odayı kesin suretle güncellememiz, yeni bir vizyona kavuşturmamız ve üyelerimizin evet bizim de odamız var dediği odayı mutlaka inşa etmemiz lazım. Bunun içinde muhakkak suretle yeni bir hizmet binasıyla odamızda özellikle hedef kitlemizin üyelerimiz olacağı hızla oluşturmamız lazım. Oda bünyemize önümüzdeki dönemlerle ilgili olarak genç, vizyon sahibi, lisan bilen gençlerimizi meclis üyesi meclise taşımak gayret etmemiz lazım. Önümüzdeki dönemde genç ve vizyon sahibi gençlerimize ağabeylik yapacak yeni bir kültür oluşturduğumuz odada, görevlerini temin etmemiz lazım. İkincisi Ordu’nun ekonomik haritasını çıkarmamız lazım, Ordu’nun zayıf ve kuvvetli yönlerini ortaya çıkarmamız lazım. Bütün meslek guruplarını ayrı ayrı dinleyip bunlarla ilgili eksiklikleri tespit etmemizi oda olarak neleri yapabileceğimizi görmemiz lazım. Siz odada faaliyette bulunurken oda üyelerinin sosyal ekonomik durumunu yani sıkıntılarını artılarını eksilerini görmeden tedbir alamazsınız. Yani öncelikle teşhis etmeniz lazım, ekonomimizin problemlerini teşhis etmeden yapacağınız faaliyetler sadece magazinel faaliyetler olur. Bunun size ve üyelere hiçbir faydası yoktur tabi üzülüyoruz biz de, sadece odaya aidat ödüyorlar başka bir şekilde odanın ismini dahi hatırlamıyorlar ve ticarette öyle bir hale gelmeli ki Ordu da bir mesele gündeme atıldığında; Ticaret ve Sanayi Odası ne söyleyecek diye toplum beklenti içerisine sokulmalıdır. Yani Ordu ticareti yüksek seviyede temsil edilmeli, tüm sivil toplum kuruluşlarını bir masa etrafında toplayabilmeli ve toplumsal ses çıkarma konusunda da öncülük etmelidir. Bu da gerek bürokrasi gerek siyasi iktidarın daha hızlı çalıştırılması için telkin, öneri ve teklifleri her zaman oda birinci olarak, ön alarak ortaya koymalıdır. Biz bunları görmediğimiz, göremediğimiz için zaman zaman eleştirilerde bulunurduk. Tabi bizim çevremizdeki arkadaşlarımız, bunları konuştuğumuz arkadaşlarımız; eleştirmeye hakkınız taşın altına elinizi sokmalısınız dediler. Evet taşın altına elinizi sokmazsanız bu kervan hep böyle gider. Eğer beğenmiyorsanız buyurun bu işi düzeltin dediklerinde; tabi ki biz sorumluluk duygusuyla yaptığımız istişareler sonucu aday olmayı düşündük. Şu an Ticaret Odası seçimleri normal bildiğimiz seçimlerden farklı bir konsept içeriyor. Önce ticaret odasının meclis üyelerinin seçilmesi gerekiyor. 56 tane meclis üyesi 8 Haziran itibariyle seçilecek, bu meclis üyeleri içerisinde bizi destekleyecek guruplarımız var. Bu guruplarımızın birazcık da başarısına bağlı, guruplarımız oradan kendilerini meclise sokabilirlerse sorun daha kolay çözülür diye düşünüyoruz. Bu bizim için tamamen bir toplumsal sorumluluk duygusuyla harekettir. Ben Burhan ÇAKMAK olarak bu saatten sonra herhangi bir sandalyeye, makama, kartvizite bir şey eklemeye ya da ben buradayım demeye hiç ihtiyacı olan bir insan değilim. Ama bazı şeyleri görünce yani işlerin iyi gitmediğini görünce rahatsız oluyorsunuz ve bu bizim düzeltme gayretimiz, faydalı olma gayretimiz. Biz çocukluktan beri böyle yetişmişiz, düzeltmeyi, faydalı olmayı, toplumla kucaklaşmayı, toplumla beraber olmayı hayatımızda yaşadığımız için; buna da o gözle bakıyoruz. Doğrusu dahasını söyleyelim; mesela Ordu Ticaret ve Sanayi Odası bugüne kadar Odalar Birliği Yönetiminde hiç temsil edilmemiş Bu bana göre büyük bir eksikliktir, yani Ordu Ticaret ve Sanayi Odası muhakkak suretle odalar birliği yönetiminde temsil edilmelidir. Bakın örnekleyecek olursak; Samsun, Giresun, Trabzon temsil edilmiştir, arada sadece Ordu kalıyor ve Ordu neden odalar birliğinde temsil edilemiyor, Ordunun neyi eksiktir? Bunu niye yapamıyor, o zaman o eksiklikleri görüyor buna da rıza göstermiyorsa o zaman bir gayretin içerisinde olmamız lazım ve Ordu’nun ufkunu önünü açacak olan, zaten sivil toplum örgütleridir. Siyasetçi genellikle topluma kulak vererek çareler üretmeye çalışır. Ne diyor sayın Başbakan; biz halkı dinleyerek karar veriyoruz diyor. Eğer siz Ordu da halk olarak, halkın temsilcisi olarak, ekonominin temsilcisi olarak ses veremiyorsanız o şu demektir, sizin burada hiçbir sorununuz yok, işler iyi gidiyor demektir. Dolayısıyla siz de kimse dönüp de bakmaz. Birileri ağlamalıdır, yani çocuk ağlamadığı sürece anne ne yapıyor; çocuk mışıl mışıl uyuyor, rahatı yerinde diyor. Halbuki rahatsız olduğu zaman, sorunlarını anlattığı zaman ,daha iyi şeylerin olacağını düşünüyorum. Hakikaten Ordu büyüyor ve gelişiyor, biz de bu gelişimi arkadaşlarımızla inşa edeceğiz.Tek başına olacak işler değil bu bir ekip işidir. Kucaklama duygusu zengin ve geniş olan insanların başaracağı işlerdir. Bizde mahcup olacağımız ,odayı bulunduğu yerden daha geriye götüreceğimiz bir pozisyon içerisine asla girmeyiz.Belki bizi bu faaliyet yoracak ,belki bu faaliyet bizi bir süre meşgul edip ve bu 4 sene içerisinde epey bir vaktimizi alacak ama doğrusu bu oda ve Ordu için değer. Zaten ben şu koltuğu bir ele geçereyim bir daha da kalkmam gibi bir düşünce içerisinde değilim, önümüzdeki 4 yılın sonunda yeni bir jenerasyona bu odayı hazırlamak istiyorum. Peki Başkanım şunu mu anlıyorum siz seçildiğiniz takdirde; bir dönem başkanlık yapıp, bir dahaki seçime aday olmayacağınızı mı belirtiyorsunuz? Başkanım Ordu siyasetini nasıl görüyorsunuz? Şimdi tabi Ordu’da gerçekten bir şeyler yapılıyor, yani eski ile kıyasladığımız zaman hakikaten önemli değişikliklerin olduğunu görüyoruz. Yalnız benim şikayet ettiğim husus şudur; Ordu’da yapılan hizmetler takip edilmiyor, denetlenmiyor. Muhalefetin görevi takip edip denetlemektir. Takip edilen denetlenen hizmetler daha hızlı yürür, daha iyi yürür. Mesela zaman zaman bazı hizmetlerin aksadığını, gerilediğini, zamanında bitmediğini görüyoruz. Örneğin dere yolunda birkaç seneden beri bazı faaliyetler var ama çok eksik kimse bunu dile getirmiyor. Ya bu yol bir an evvel açılsın diye kimse gayret göstermiyor. Bir muhalefet partisi arkadaşımız gidip dere yolundaki faaliyeti halkımızla paylaşmıyor. Bu tür eksikliklerimiz var bizim yani iktidarı çalıştıracak esasen muhalefettir. Muhalefetin asli görevi iktidarı çalıştırmaktır. Bu kötülemek değildir, varsa eksiklikler söyleyeceksiniz. Muhalefet olmanın başka bir özelliği de eleştirmektir, bir taraftan da yürüyen hizmetlerin hızlandırılmasını sağlamaktır. Bu konularda eksiklik görüyoruz, iktidar partisinin yerel teşkilatlarının da bu hizmetleri gerektiği gibi çok da halka açmadığını görüyoruz. Herkes hizmeti görürse ancak hizmet olduğunu anlıyor. Kimse bunu ilan etmiyor kolay kolay. Bunu da eksiklik olarak görüyorum. Tabi bu da Ordu da siyaseten bir sağırlığa sebep oluyor yani bir siyasi anlamda söylüyorum; nerdeyse ölü toprağının örtüldüğü bir İl haline geliyorsunuz. Aslında siyasetin hızlanması şehrin ekonomisini ve hareket kabiliyetini arttırır. Siyaset burada önemlidir aslında ama hakikaten bu on yıllık iktidar döneminin birçok döneminde müthiş bir depolitizasyon görüyoruz. Hiç kimsenin sesinin çıkmadığı hiç kimsenin yeteri kadar itiraz etmediği bir çözüm önerisinde bulunmadığı, bunların bildirilmesi lazım. Aksi takdirde siz muhalefet partileri olarak bu halkın beynine nasıl gireceksiniz. Önerileriniz olacak, daha iyisini nasıl yapacağınız ortaya koyacaksınız. Sorumluluk duygusunu arttırır bütün eleştiriler, biz bunu göremiyoruz keşke görseydik ama bundan dolayı kimseyi eleştirecek değiliz. Bu benim kendi şahsi yaptığım tespitlerdir . Çünkü ben siyasetçi değilim siyasi bir mesaj da vermek istemem. Bunlar benim kişisel tespitlerim diyelim. Biz Ordu’ya, Ordu ekonomisine hizmet etmeye gayret ediyoruz. İş aş üretmeye gayret ediyoruz, bundan sonraki hedefimizde bu doğrultuda olacak. Başkanım Ticaret Odası seçimlerine gireceksiniz, oda üyelerine sizi seçecek olan üyelere, mesajınız nedir? Mesajım şudur: Ben hızla yapılacak yeni hizmet binası çünkü eskisinin çok çağ dışı kaldığına inanıyorum. Çok işlevsel bir hizmet binası yapacağız ve üyelerimizle sık sık bu hizmet binasında bir araya gelerek sorunları çözeceğiz. Bizim 26 tane meslek örgütümüz var. Bu örgütlerimizi meclis üyeleri aracılığıyla toplayıp, dinleyip ve Ordu Ticaret Odasının bu insanların arkasında olduğu, sorunlarını odanın çözme kabiliyeti ölçüsünde çözeceğimizi bu insanlara hissettirmemiz lazım. Üyelerimizin iyi ve kötü günlerinde yanlarında olmamız lazım, üyelerimizin problemlerine ortak olmamız lazım. Hiç kimse tek başına bazı problemleri çözemez ama bir kurumsal kimliği ortaya koyarsak bazı işleri daha kolay aşarsınız. Ben iyi ki odamız varmış denmesini sağlayacağım. Ordu Ticaret ve Sanayi Odasının tüm üyelerinin bunu demesini, benim yegane hedefim budur. Hedef kitlemiz de zaten birinci planda üyelerimizdir. Mesela çeşitli kalkınma ajansları DOKA’nın Avrupa Birliği hibelerinin zaman zaman proje destek kredileri oluyor ve bu kredilere bizim üyelerimiz ulaşamıyor. Bunun için evvela projeler hazırlanması gerekiyor. Benim odam ne güne duruyor, bu projelerin hazırlandığı bir proje bölümümüzü oluşturarak bu projeleri üreteceğiz. Bir de Ordu ekonomisinin kalbi haline gelmesi, lazım her ay Ordu’da işlerin nasıl gittiği, işsizlik oranının ne olduğu, Ordu İline yapılan ihracat rakamlarının ne olduğu ay ay açıklanmalıdır. Üyelerimiz de bilgilendirilmelidir. Ve üyelerimize imkan ve fırsatları mutlak suretle haberdar etmemiz lazım. Onlar her şeyi duyamayabilirler, onları bilgilendirmemiz lazım. Sivil toplum örgütü olmanın, Ticaret ve Sanayi Odası olmanın temel mantığı ve amacı da budur. Onun için Ordu’da büyük hedef koymak zorundayız. Ordu büyüyor. Ben Ordu nüfusunun çok artacağını düşünüyorum ve Ordu’nun daha da büyüyeceğini düşünüyorum. Ordu’nun İl dışından özellikle İç Anadolu, Sivas, Tokat civarlarından nüfus alacağını düşünüyorum. Siz ulaşım kanalları açarsanız, Orduyu cazip hale getirirseniz, uluslar arası havaalanımız olursa; Ordu çok kıymetli bir İl olacak. Yarınları bugünden görelim. Meclis üyelerinin doya doya, dolu dolu çalışacağı bir odamız olsun arzu ediyoruz. Şu andaki üyelerimizdeki kanaat; kim gelirse gelsin değişen bir şey olmaz şeklinde bir kanaat var. Bu kanaati değiştirmek istiyoruz. Üyelerimiz odamızdan ümidi kesmiş, hiçbir beklenti içinde değiller. Odayı sadece aidat ödedikleri bir kurum olarak görüyorlar. Bunu hızla değiştirmemiz lazım yani bizim yapacağımız en büyük hizmet; bu kültürü değiştirip, yeni vizyon sahibi, lisan bilen gençlere bu işi devretmektir. Benim mesajım budur.
ORDU BÜYÜYOR, BÜYÜK HEDEFLERİ OLMALIDIR

Burhan ÇAKMAK kimdir? Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Burhan ÇAKMAK denildiğinde 1952 yılında Ulubey’in Aydınlar Köyü’nde doğdum. İlkokulumu doğduğum köyde tamamlayarak daha sonra Merkez Ortaokulu ve Ordu Lisesi’nden mezun olarak tamamladım. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni 1974’te bitirdikten sonra Ordu’ya döndüm ve ticari hayata başladım. 1975-1980 yılları arasında Serbest Mali Müşavirlik yaptım. Daha sonra ticarete ağırlık verdim. 1980 yıllarında Doğru Yol Partisinde siyasi hayatıma başladım. Aslında siyasi hayatıma 1979 yıllarında Adalet Partisinde Gençlik Kolları İl Başkanlığı yaparak başladım. Daha sonra Doğru Yol Partisi’nin her kademesinde görev aldım. Delegelik, İlçe Başkanlığı, İl Başkanlığı görevlerini yaptım. 2002 yılında bildiğiniz gibi Doğru Yol Partisi barajın altında kalınca siyaseten nerdeyse tasfiye oldu o günün şartlarında. Bir ümit daha vardı ancak 2002 sonrası meydana çıkan tablo partinin tamamen sönmesine sebep oldu, biz de bundan dolayı siyaseti buzdolabına koyduk hem de o defteri kapattık bir daha açmamak üzere ve işimize yoğunlaştık. Şu anda organize sanayide vitrafiye seramik üzerine uğraşıyoruz, yaklaşık bünyemizde 200 kişi civarında çalışanımız var, hem yurt içi hem de yurt dışı satışlarımızla hem İlimize hem Ülkemize katma değer yaratmanın ve 200 tane insanın sosyal sorumluluğunu ve geçim derdini üstlenmenin hazzını yaşıyoruz. Hizmetin yolu bir tane değildir. Siyasetle bu nasip olmadı ama ekonomide yine topluma hizmet vermek için gayret gösteriyoruz.

Başkanım Siz uzun yıllar siyasette bulundunuz siyaseti bıraktıktan sonra bir ahde vefasızlık gördünüz mü?

Bu insanların genlerinde vardır. Esasında siz şunu zannetmeyin insanlar siyasette güçlü olanların etrafında çok sevdikleri için arkadaş gördükleri için etrafında toplanmazlar, toplumda genelde çıkar ilişkisi imkan ve işlerin halledilmesi güdüsüyle bu tür siyasi gücü elinde bulunduranların etraflarında daima olurlar.Bu güç ortadan kalktıktan sonra ancak sokakta gördüklerinde selam verirler, ziyaretler azalır doğrusu ben bunları doğal karşılıyorum. Çok da böyle vefasızlık gibi addettirmemek lazım toplumumuzun genel yapısı bu, sonuç itibariyle insanlar sizinle gelip neyi konuşsunlar. Zaten siyaseten güçlü olduğu dönemde insan seninle hatıralarını konuşmuyorlar, işlerini konuşuyorlar, aşlarını konuşuyorlar, çözülmesini arzu ettikleri sorunlarını anlatıyorlar.

Başkanım peki Sizin siyaset yaptığınız dönem ile şimdiki dönem arasında nasıl bir fark görüyorsunuz? Siyaset şimdi nasıl sizce?

Çok ciddi bir fark var. Yani bizim zamanımızda siyaset daha canlıydı. İnsanların siyasete ve politikaya bakışı daha nispetliydi, bugün ülkemizde depolitizasyon görüyorum bunun da sebebi çok büyük ekseriyette iktidar olan iktidar partisinin karşısında; siyaset yapma gücünü rahatlıkla kendinde bulamayan partiler gerilemeye başladı, yani Ordu’da meseleleri dile getiren şu anda Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı arkadaşımızın öyle veya böyle çıkışlarını görüyoruz. Siyaset adına bir gayretin içerisindedir. Bu da yine eskiden kalma alışkanlıkların bir devamıdır. Fakat yeni jenerasyon siyasetçilerin halka çok açık olmadıklarını görüyorum. Yani toplumla meseleleri paylaşmaktan uzak olduklarını görüyorum. Sadece resim vermeyle, televizyonda iki cümle söylemeyle siyaset olmamalı, toplumun politize edilmesi yönünde gayretler sarf edilmeli, toplumu hem bilgilendirmeli, hem bilinçlendirmeli o açıdan teslimiyetçi bir siyasi ortam görüyorum.

Peki Başkanım siyasete tekrar dönmeyi düşünür müsünüz?

Buna cevap herkesin baktığı şekilde farklı değerlendirilir. Biz esasen siyaset defterini kapattık. Yani ben bundan sonra gidip de bir siyasi heyetin içinde bir siyasi hesabın içinde asla olmam. Efendim size birileri teklif getirmiş olsa diye sorsanız bize kimse öyle bir teklif getirmez, çünkü o eşyanın tabiatına aykırı olur. Ben şimdi şunu dersem, bir teklif getirilirse düşünür müyüm dersem; bundan bir takım anlamlar çıkarırlar yeniden siyasete dönme hevesi var gibi. Bizim böyle bir hevesimiz yok ama siyaset dışında topluma hizmet konusunda önümüze bir imkan çıkarsa değerlendirir misin dersen; değerlendiririm ama bu siyasetle sınırlı bir şey değil benim için.

Peki Başkanım Ticaret Odası Başkanlığı seçimi yaklaşıyor ve sizin de adaylığınız söz konusu, sizi adaylığa iten sebep neydi ve seçimleri kazandığınızda yapmayı düşündüğünüz projeler nelerdir?

Şimdi bir kere Barış Bey Ticaret Odası hala 1960’lardan gelen o klasik kültürle yönetilen bir yer. Meclislerindeki toplantıların son derece zayıf geçtiğini, faaliyetlerin zayıf olduğunu, oda adına yapılan işlerde oda üyelerinin hem haberlerinin olmadığını hem de üyeler ile odanın arasında büyük bir kopukluk olduğunu biliyorum ki ben bu odanın üyesiyim. Şimdi eğer sorumluluk sahibi bir insansanız bu İlin düşmüş kalkmış işlerini gözetlemek zorundasınız, herkes kendi üzerine düşen görevi yapmalı. Bizde işin bir tarafından tutmak istedik, çünkü şehrimiz büyükşehir oldu ve ulaşım kanallarımız ciddi anlamda rahatlıyor, dere yolumuz, havaalanımız, çevre yolumuz, gelecekte limanımız bu şehrin cazibesini artıracaktır. O Ticaret ve Sanayi Odası bu konseptin çok dışında kaldı, bizim odayı kesin suretle güncellememiz, yeni bir vizyona kavuşturmamız ve üyelerimizin evet bizim de odamız var dediği odayı mutlaka inşa etmemiz lazım. Bunun içinde muhakkak suretle yeni bir hizmet binasıyla odamızda özellikle hedef kitlemizin üyelerimiz olacağı hızla oluşturmamız lazım. Oda bünyemize önümüzdeki dönemlerle ilgili olarak genç, vizyon sahibi, lisan bilen gençlerimizi meclis üyesi meclise taşımak gayret etmemiz lazım. Önümüzdeki dönemde genç ve vizyon sahibi gençlerimize ağabeylik yapacak yeni bir kültür oluşturduğumuz odada, görevlerini temin etmemiz lazım. İkincisi Ordu’nun ekonomik haritasını çıkarmamız lazım, Ordu’nun zayıf ve kuvvetli yönlerini ortaya çıkarmamız lazım. Bütün meslek guruplarını ayrı ayrı dinleyip bunlarla ilgili eksiklikleri tespit etmemizi oda olarak neleri yapabileceğimizi görmemiz lazım. Siz odada faaliyette bulunurken oda üyelerinin sosyal ekonomik durumunu yani sıkıntılarını artılarını eksilerini görmeden tedbir alamazsınız. Yani öncelikle teşhis etmeniz lazım, ekonomimizin problemlerini teşhis etmeden yapacağınız faaliyetler sadece magazinel faaliyetler olur. Bunun size ve üyelere hiçbir faydası yoktur tabi üzülüyoruz biz de, sadece odaya aidat ödüyorlar başka bir şekilde odanın ismini dahi hatırlamıyorlar ve ticarette öyle bir hale gelmeli ki Ordu da bir mesele gündeme atıldığında; Ticaret ve Sanayi Odası ne söyleyecek diye toplum beklenti içerisine sokulmalıdır. Yani Ordu ticareti yüksek seviyede temsil edilmeli, tüm sivil toplum kuruluşlarını bir masa etrafında toplayabilmeli ve toplumsal ses çıkarma konusunda da öncülük etmelidir. Bu da gerek bürokrasi gerek siyasi iktidarın daha hızlı çalıştırılması için telkin, öneri ve teklifleri her zaman oda birinci olarak, ön alarak ortaya koymalıdır. Biz bunları görmediğimiz, göremediğimiz için zaman zaman eleştirilerde bulunurduk. Tabi bizim çevremizdeki arkadaşlarımız, bunları konuştuğumuz arkadaşlarımız; eleştirmeye hakkınız taşın altına elinizi sokmalısınız dediler. Evet taşın altına elinizi sokmazsanız bu kervan hep böyle gider. Eğer beğenmiyorsanız buyurun bu işi düzeltin dediklerinde; tabi ki biz sorumluluk duygusuyla yaptığımız istişareler sonucu aday olmayı düşündük. Şu an Ticaret Odası seçimleri normal bildiğimiz seçimlerden farklı bir konsept içeriyor. Önce ticaret odasının meclis üyelerinin seçilmesi gerekiyor. 56 tane meclis üyesi 8 Haziran itibariyle seçilecek, bu meclis üyeleri içerisinde bizi destekleyecek guruplarımız var. Bu guruplarımızın birazcık da başarısına bağlı, guruplarımız oradan kendilerini meclise sokabilirlerse sorun daha kolay çözülür diye düşünüyoruz. Bu bizim için tamamen bir toplumsal sorumluluk duygusuyla harekettir. Ben Burhan ÇAKMAK olarak bu saatten sonra herhangi bir sandalyeye, makama, kartvizite bir şey eklemeye ya da ben buradayım demeye hiç ihtiyacı olan bir insan değilim. Ama bazı şeyleri görünce yani işlerin iyi gitmediğini görünce rahatsız oluyorsunuz ve bu bizim düzeltme gayretimiz, faydalı olma gayretimiz. Biz çocukluktan beri böyle yetişmişiz, düzeltmeyi, faydalı olmayı, toplumla kucaklaşmayı, toplumla beraber olmayı hayatımızda yaşadığımız için; buna da o gözle bakıyoruz. Doğrusu dahasını söyleyelim; mesela Ordu Ticaret ve Sanayi Odası bugüne kadar Odalar Birliği Yönetiminde hiç temsil edilmemiş Bu bana göre büyük bir eksikliktir, yani Ordu Ticaret ve Sanayi Odası muhakkak suretle odalar birliği yönetiminde temsil edilmelidir. Bakın örnekleyecek olursak; Samsun, Giresun, Trabzon temsil edilmiştir, arada sadece Ordu kalıyor ve Ordu neden odalar birliğinde temsil edilemiyor, Ordunun neyi eksiktir? Bunu niye yapamıyor, o zaman o eksiklikleri görüyor buna da rıza göstermiyorsa o zaman bir gayretin içerisinde olmamız lazım ve Ordu’nun ufkunu önünü açacak olan, zaten sivil toplum örgütleridir. Siyasetçi genellikle topluma kulak vererek çareler üretmeye çalışır. Ne diyor sayın Başbakan; biz halkı dinleyerek karar veriyoruz diyor. Eğer siz Ordu da halk olarak, halkın temsilcisi olarak, ekonominin temsilcisi olarak ses veremiyorsanız o şu demektir, sizin burada hiçbir sorununuz yok, işler iyi gidiyor demektir. Dolayısıyla siz de kimse dönüp de bakmaz. Birileri ağlamalıdır, yani çocuk ağlamadığı sürece anne ne yapıyor; çocuk mışıl mışıl uyuyor, rahatı yerinde diyor. Halbuki rahatsız olduğu zaman, sorunlarını anlattığı zaman ,daha iyi şeylerin olacağını düşünüyorum. Hakikaten Ordu büyüyor ve gelişiyor, biz de bu gelişimi arkadaşlarımızla inşa edeceğiz.Tek başına olacak işler değil bu bir ekip işidir. Kucaklama duygusu zengin ve geniş olan insanların başaracağı işlerdir. Bizde mahcup olacağımız ,odayı bulunduğu yerden daha geriye götüreceğimiz bir pozisyon içerisine asla girmeyiz.Belki bizi bu faaliyet yoracak ,belki bu faaliyet bizi bir süre meşgul edip ve bu 4 sene içerisinde epey bir vaktimizi alacak ama doğrusu bu oda ve Ordu için değer. Zaten ben şu koltuğu bir ele geçereyim bir daha da kalkmam gibi bir düşünce içerisinde değilim, önümüzdeki 4 yılın sonunda yeni bir jenerasyona bu odayı hazırlamak istiyorum.

Peki Başkanım şunu mu anlıyorum siz seçildiğiniz takdirde; bir dönem başkanlık yapıp, bir dahaki seçime aday olmayacağınızı mı belirtiyorsunuz? Başkanım Ordu siyasetini nasıl görüyorsunuz?

Şimdi tabi Ordu’da gerçekten bir şeyler yapılıyor, yani eski ile kıyasladığımız zaman hakikaten önemli değişikliklerin olduğunu görüyoruz. Yalnız benim şikayet ettiğim husus şudur; Ordu’da yapılan hizmetler takip edilmiyor, denetlenmiyor. Muhalefetin görevi takip edip denetlemektir. Takip edilen denetlenen hizmetler daha hızlı yürür, daha iyi yürür. Mesela zaman zaman bazı hizmetlerin aksadığını, gerilediğini, zamanında bitmediğini görüyoruz. Örneğin dere yolunda birkaç seneden beri bazı faaliyetler var ama çok eksik kimse bunu dile getirmiyor. Ya bu yol bir an evvel açılsın diye kimse gayret göstermiyor. Bir muhalefet partisi arkadaşımız gidip dere yolundaki faaliyeti halkımızla paylaşmıyor. Bu tür eksikliklerimiz var bizim yani iktidarı çalıştıracak esasen muhalefettir. Muhalefetin asli görevi iktidarı çalıştırmaktır. Bu kötülemek değildir, varsa eksiklikler söyleyeceksiniz. Muhalefet olmanın başka bir özelliği de eleştirmektir, bir taraftan da yürüyen hizmetlerin hızlandırılmasını sağlamaktır. Bu konularda eksiklik görüyoruz, iktidar partisinin yerel teşkilatlarının da bu hizmetleri gerektiği gibi çok da halka açmadığını görüyoruz. Herkes hizmeti görürse ancak hizmet olduğunu anlıyor. Kimse bunu ilan etmiyor kolay kolay. Bunu da eksiklik olarak görüyorum. Tabi bu da Ordu da siyaseten bir sağırlığa sebep oluyor yani bir siyasi anlamda söylüyorum; nerdeyse ölü toprağının örtüldüğü bir İl haline geliyorsunuz. Aslında siyasetin hızlanması şehrin ekonomisini ve hareket kabiliyetini arttırır. Siyaset burada önemlidir aslında ama hakikaten bu on yıllık iktidar döneminin birçok döneminde müthiş bir depolitizasyon görüyoruz. Hiç kimsenin sesinin çıkmadığı hiç kimsenin yeteri kadar itiraz etmediği bir çözüm önerisinde bulunmadığı, bunların bildirilmesi lazım. Aksi takdirde siz muhalefet partileri olarak bu halkın beynine nasıl gireceksiniz. Önerileriniz olacak, daha iyisini nasıl yapacağınız ortaya koyacaksınız. Sorumluluk duygusunu arttırır bütün eleştiriler, biz bunu göremiyoruz keşke görseydik ama bundan dolayı kimseyi eleştirecek değiliz. Bu benim kendi şahsi yaptığım tespitlerdir . Çünkü ben siyasetçi değilim siyasi bir mesaj da vermek istemem. Bunlar benim kişisel tespitlerim diyelim. Biz Ordu’ya, Ordu ekonomisine hizmet etmeye gayret ediyoruz. İş aş üretmeye gayret ediyoruz, bundan sonraki hedefimizde bu doğrultuda olacak.

Başkanım Ticaret Odası seçimlerine gireceksiniz, oda üyelerine sizi seçecek olan üyelere, mesajınız nedir?

Mesajım şudur: Ben hızla yapılacak yeni hizmet binası çünkü eskisinin çok çağ dışı kaldığına inanıyorum. Çok işlevsel bir hizmet binası yapacağız ve üyelerimizle sık sık bu hizmet binasında bir araya gelerek sorunları çözeceğiz. Bizim 26 tane meslek örgütümüz var. Bu örgütlerimizi meclis üyeleri aracılığıyla toplayıp, dinleyip ve Ordu Ticaret Odasının bu insanların arkasında olduğu, sorunlarını odanın çözme kabiliyeti ölçüsünde çözeceğimizi bu insanlara hissettirmemiz lazım. Üyelerimizin iyi ve kötü günlerinde yanlarında olmamız lazım, üyelerimizin problemlerine ortak olmamız lazım. Hiç kimse tek başına bazı problemleri çözemez ama bir kurumsal kimliği ortaya koyarsak bazı işleri daha kolay aşarsınız. Ben iyi ki odamız varmış denmesini sağlayacağım. Ordu Ticaret ve Sanayi Odasının tüm üyelerinin bunu demesini, benim yegane hedefim budur. Hedef kitlemiz de zaten birinci planda üyelerimizdir. Mesela çeşitli kalkınma ajansları DOKA’nın Avrupa Birliği hibelerinin zaman zaman proje destek kredileri oluyor ve bu kredilere bizim üyelerimiz ulaşamıyor. Bunun için evvela projeler hazırlanması gerekiyor. Benim odam ne güne duruyor, bu projelerin hazırlandığı bir proje bölümümüzü oluşturarak bu projeleri üreteceğiz. Bir de Ordu ekonomisinin kalbi haline gelmesi, lazım her ay Ordu’da işlerin nasıl gittiği, işsizlik oranının ne olduğu, Ordu İline yapılan ihracat rakamlarının ne olduğu ay ay açıklanmalıdır. Üyelerimiz de bilgilendirilmelidir. Ve üyelerimize imkan ve fırsatları mutlak suretle haberdar etmemiz lazım. Onlar her şeyi duyamayabilirler, onları bilgilendirmemiz lazım. Sivil toplum örgütü olmanın, Ticaret ve Sanayi Odası olmanın temel mantığı ve amacı da budur. Onun için Ordu’da büyük hedef koymak zorundayız. Ordu büyüyor. Ben Ordu nüfusunun çok artacağını düşünüyorum ve Ordu’nun daha da büyüyeceğini düşünüyorum. Ordu’nun İl dışından özellikle İç Anadolu, Sivas, Tokat civarlarından nüfus alacağını düşünüyorum. Siz ulaşım kanalları açarsanız, Orduyu cazip hale getirirseniz, uluslar arası havaalanımız olursa; Ordu çok kıymetli bir İl olacak. Yarınları bugünden görelim. Meclis üyelerinin doya doya, dolu dolu çalışacağı bir odamız olsun arzu ediyoruz. Şu andaki üyelerimizdeki kanaat; kim gelirse gelsin değişen bir şey olmaz şeklinde bir kanaat var. Bu kanaati değiştirmek istiyoruz. Üyelerimiz odamızdan ümidi kesmiş, hiçbir beklenti içinde değiller. Odayı sadece aidat ödedikleri bir kurum olarak görüyorlar. Bunu hızla değiştirmemiz lazım yani bizim yapacağımız en büyük hizmet; bu kültürü değiştirip, yeni vizyon sahibi, lisan bilen gençlere bu işi devretmektir. Benim mesajım budur.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ordumanset.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.