Ordu.
Karadeniz’in incisi.
Fındığın ve yeşilin başkenti.
Şelaleler şehri…
Ordulu olmaktan her daim onur ve gurur duydum.
Çünkü…
Karadenizli olmak var işin ucunda.
Karadeniz insanı candır.
İçinden birkaç tane çürük çarık adam çıkar.Lakin seviyorum be memleketimi.
Bakma, bazen gitmek istiyorum bu memleketten.
Memleketim insanının bazı kötü hallerini gördükçe soğuyorum.
Ama başka memlekette yapabilir miyim, orası meçhul işte.
Bu yaz Ağustos ayının sonuna doğru Ankara’ya gittik abi.
Şehir kalabalık.
Koca koca binalar,gökdelenler.
Yanımızdan jilet misali geçen arabalar.
Ve tanımadığımız bir sürü yüzler.
Adım atmaya korktum iyi mi!
Bir de, annem beni “Burası Ordu değil!”diye uyarınca, ne yalan söyleyeyim tırstım.
1 gece zor konakladık Ankara’da.
Neyse ki, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahati olan Anıtkabir’i gezebildikte bize kar kalan o oldu.
Alıştık artık memleketimize.
Başka yerde yapamıyoruz.
Bir yerden başka bir yere on dakikada varabiliyoruz.
Her yer birbirine yakın.
Ordu’da rahatlık var.
Benim güzel memleketim…