Mübarek ramazan ayı başlamasıyla bitti ve bayram ederek hep birlikte finali yaşadık Ama bu final bambaşka bir final oldu,Bin aydan daha hayırlı yani seksen dört yıllık ibadete bedel bir Kadir geceni idrak ettik arife ve bayram geceleri ve cumayı birlikte yaşadık.
Ramazan ayı içerisinde,Oruç tutmakla bütün arzuların isteklerin terkelişini ve nefislerin ölmeden öncesini yaşadık.Bunu Peygamber efendimiz (sav) bir hadislerinde "Ölmeden önce ölünüz"hadisi bizlere ne demek ister ve nasıl anlamalıyız.Ölmeden önce ölmek fizikî olarak mümkün değil. Bu hadis-i şerifle mecazî olarak, ölmeden önce nefsimizi dünya istekleri açısından terbiye etmemizin emredildiğini anlamalıyız. Nefsimiz dünya isteklerine doymak bilmez.Ama kısaca olsa on bir ayın sultanı Ramazan bizlere her şeyin kadir kıymetinin yanında nefsin istek ve arzularının istenildiği zaman vaz geçilebileceğini her şeyin bir sonu yani ölüme hazırlıklı olmayı yaşattı. Bakar mısınız ramazan başladığı ve bitti. 11 ayın lokomotifi olan bu ayda kazandıklarımızın hepsini geriye kalan 11 aya da yaymamız gerekir,ramazan bitti bayram ettik her şey bitti demeden son nefese kadar ibadetle meşgul olmamız gerekir ölüm denen bir gerçek var ona göre hazırlık yapmamız gerekir.Bediüzzaman Hazretleri ‘tûl-i emel’ denilen nefsin bu yönünün ölümü düşünmekle terbiye edileceğini söyler. Çünkü ölüm bütün lezzetleri acılaştırır. Bunun içindir ki bir hadiste “Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz”denilmiştir.(Tirmizî, Zühd)
Diğer yandan dünya bütün isteklerin doyuma ulaşacağı bir yer olmaktan uzaktır. Çünkü fanidir. Nefsimiz bu doyumsuz yapısıyla dünyada kanaat etmekle yükümlü kılınmıştır. Dünyada bitmek bilmeyen isteklerine karşı helâl olanla kanaat ettiğinde, âhirette Cennete ulaşacağı kendisine iş te oruç bizlere bunu güzel hasletler yaşayarak öğretti.
Yani nefis ölmeden önce kendisini hükmen esir alan istek ve arzuları terkettirdi ve bu şekilde kendini terbiye ederek isteklerinin helâl olanı ile yetinirse, öldükten sonra rahat eder.Ama ne yazık ki dünya ya meyletmiş sokak ve caddelerde insan seli dolu.Dünya ya geliş amacını unutmuş sadece dünya istek ve arzuları ön plana çıkmış bir insan seli.Dini değerlere ve örflere saygı nedir bilmeyen tabiri caizse şu mübarek Ramazan ayı içerisinde çırılçıplak gezmekte, oruçlunun gözü önünde hiç çekinmeden sigaraların tüttürmekte ve yiyip içmektedirler.Hani meşhur bir hayflanmamız vardır hep söyleriz Nerde o eski ramazanlar ve eski gençlik.Herşey bozulmuş eskiyi arar olmuşuz.Haya edep olmayınca,nefisler ölmeyince bende diyorum ki bu gidişle hiç bir yere varılmaz.Konuyla alakalı Yunus Emrenin bir tizelerine yer vermek istiyorum."Gezdim halep ile şam'ı, Eyledim ilim talep,meğer ilim bir hiçmiş ille edep
Selam ve dua ile..
Anasayfa
Yazarlar
Hüseyin Deniz
Yazı Detayı
Bu yazı 1564+ kez okundu.
NEFİS MUHASEBESİ YAPMAK
Mübarek ramazan ayı başlamasıyla bitti ve bayram ederek hep birlikte finali yaşadık Ama bu final bambaşka bir final oldu,Bin aydan daha hayırlı yani seksen dört yıllık ibadete bedel bir Kadir geceni idrak ettik arife ve bayram geceleri ve cumayı birlikte yaşadık.
Ramazan ayı içerisinde,Oruç tutmakla bütün arzuların isteklerin terkelişini ve nefislerin ölmeden öncesini yaşadık.Bunu Peygamber efendimiz (sav) bir hadislerinde "Ölmeden önce ölünüz"hadisi bizlere ne demek ister ve nasıl anlamalıyız.Ölmeden önce ölmek fizikî olarak mümkün değil. Bu hadis-i şerifle mecazî olarak, ölmeden önce nefsimizi dünya istekleri açısından terbiye etmemizin emredildiğini anlamalıyız. Nefsimiz dünya isteklerine doymak bilmez.Ama kısaca olsa on bir ayın sultanı Ramazan bizlere her şeyin kadir kıymetinin yanında nefsin istek ve arzularının istenildiği zaman vaz geçilebileceğini her şeyin bir sonu yani ölüme hazırlıklı olmayı yaşattı. Bakar mısınız ramazan başladığı ve bitti. 11 ayın lokomotifi olan bu ayda kazandıklarımızın hepsini geriye kalan 11 aya da yaymamız gerekir,ramazan bitti bayram ettik her şey bitti demeden son nefese kadar ibadetle meşgul olmamız gerekir ölüm denen bir gerçek var ona göre hazırlık yapmamız gerekir.Bediüzzaman Hazretleri ‘tûl-i emel’ denilen nefsin bu yönünün ölümü düşünmekle terbiye edileceğini söyler. Çünkü ölüm bütün lezzetleri acılaştırır. Bunun içindir ki bir hadiste “Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz”denilmiştir.(Tirmizî, Zühd)
Diğer yandan dünya bütün isteklerin doyuma ulaşacağı bir yer olmaktan uzaktır. Çünkü fanidir. Nefsimiz bu doyumsuz yapısıyla dünyada kanaat etmekle yükümlü kılınmıştır. Dünyada bitmek bilmeyen isteklerine karşı helâl olanla kanaat ettiğinde, âhirette Cennete ulaşacağı kendisine iş te oruç bizlere bunu güzel hasletler yaşayarak öğretti.
Yani nefis ölmeden önce kendisini hükmen esir alan istek ve arzuları terkettirdi ve bu şekilde kendini terbiye ederek isteklerinin helâl olanı ile yetinirse, öldükten sonra rahat eder.Ama ne yazık ki dünya ya meyletmiş sokak ve caddelerde insan seli dolu.Dünya ya geliş amacını unutmuş sadece dünya istek ve arzuları ön plana çıkmış bir insan seli.Dini değerlere ve örflere saygı nedir bilmeyen tabiri caizse şu mübarek Ramazan ayı içerisinde çırılçıplak gezmekte, oruçlunun gözü önünde hiç çekinmeden sigaraların tüttürmekte ve yiyip içmektedirler.Hani meşhur bir hayflanmamız vardır hep söyleriz Nerde o eski ramazanlar ve eski gençlik.Herşey bozulmuş eskiyi arar olmuşuz.Haya edep olmayınca,nefisler ölmeyince bende diyorum ki bu gidişle hiç bir yere varılmaz.Konuyla alakalı Yunus Emrenin bir tizelerine yer vermek istiyorum."Gezdim halep ile şam'ı, Eyledim ilim talep,meğer ilim bir hiçmiş ille edep
Selam ve dua ile..
Ekleme
Tarihi: 01 Mayıs 2023 - Pazartesi
NEFİS MUHASEBESİ YAPMAK
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.