Uz. Dr. Murat Aksoy
Köşe Yazarı
Uz. Dr. Murat Aksoy
 

Böbrek Taşı

Böbrek taşları toplumda sık rastlanması ve tekrarlama özelliği nedeniyle önemli sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Ülkemiz coğrafi olarak taş hastalığının yaygın olduğu bir kuşakta yer almaktadır. Toplumumuzun yaklaşık %15′ inde taş hastalığı vardır ve özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde daha sık raslanmaktadır. Her yaşta görülebilir, ancak 40-50 yaş arası daha sıktır. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülmektedir. Irk, yaş, cinsiyet, coğrafya, iklim ve beslenme alışkanlıklarının taş oluşumu üzerine etkisi olduğu düşünülmektedir. Kanda kalsiyum iyonunu arttıran hastalıklar, bazı böbrek hastalıkları, enzim bozuklukları, böbreklerde görülen bazı yapısal bozukluklar(örneğin atnalı böbrek) taş oluşumu artırabilmektedir. Taş oluşumunda idrardan atılan bazı maddelerin önemi vardır. Taşın yapısındaki kristallerin (kalsiyum, okzalat, ürik asit gibi) idrarda fazla atılması veya bu kristallerin birleşerek taş oluşturmalarını engelleyici maddelerin (sitrik asit) İdrarda beklenenden az olması taş oluşumunda temel unsurlardır. Bu maddelerin 24 saatlik idrardaki miktarlarının ölçümü ve buna göre uygulanacak diyet ve ilaçlar taş oluşumunu azaltabilirse de, taş hastalığının tekrarlamasını önlemede en güvenli ve iyi yöntem bol sıvı almaktır. Böbrek taşları en sık kalsiyum okzalat yapısındadır, ancak ürik asit, sistin ve enfeksiyon taşları da değişik oranlarda görülebilen taş cinsleridir. Taşın cinsi, büyüklüğü, sayısı ve böbrekteki konumu tedavide uygun yöntem belirlemek açısından önemlidir. 25 yaşından önce oluşan taş hastalığı, tek böbrekli hastalar, taş oluşumunu artıran sistemik hastalıklar ve taş yapan bazı ilaçların zorunlu kullanımı risk faktörleridir. Bu gibi durumlarda dikkatli davranılmalıdır. Hastalarda sırt, yan ağrısı, idrarda kanama görülebilir. Ağrı taşın yerine göre kasık bölgesine kadar yayılabilir. Ayrıca ağrı ile birlikte bulantı, kusma da olabilir. Böbrek taşı tanısında ağrının karakteri önemlidir. Ağrı şiddeti giderek artar, bir süre devam eder, sonra azalır ve bir sessizlik dönemi olur, ancak çoğu zaman bu dönem kısa sürer ve ağrı yine benzer şekilde giderek şiddetini artırarak kıvrandırıcı niteliğe kavuşur. Böbrek içi taşları genellikle sırt-yan bölgede ağrı yaparken, böbrek yoluna düşen taşlarda ağrı kasıklara yayılabilir. Tam idrar tahlilinde kan hücreleri ve varsa enfeksiyon belirtileri çoğu hastada bulunur. Gerektiğinde kan tahlilleri ile de böbreğin fonksiyonu hakkında bilgi edinilebilir. Görüntüleme yöntemleri taşın sayısı, büyüklüğü, yeri ve üriner sistemde yaptığı değişiklikler (örneğin böbreklerde tıkanıklığa bağlı genişleme) hakkında bilgi verir. Görüntüleme amacıyla yatarak direkt karın ultrasonografi, intravenöz pyelografi (ilaçlı böbrek filmi) ve bilgisayarlı tomografı kullanılabilir. Sıklıkla İlk değerlendirme yöntemi olan direkt karın grafisinde bazı taşlar yapıları gereği röntgen ışını İle görüntülenemeyebilirler. Ultrasonografi, intravenöz pyelografı ve bilgisayarlı tomografi taş ve böbreğin durumu hakkında daha ayrıntılı bilgiler verebilir Taş hastalarında tedavi taşın sayısı, cinsi, büyüklüğü, üriner sistemdeki yeri, eşlik eden hastalıklara (tek böbrek varlığı, anatomik bozukluklar gibi) göre hekim tarafından belirlenir. Genel olarak 2 cm‘den küçük çapta böbrek taşları ve 1 cmden küçük üreter taşları ESWL (vücut dışı şok dalgalan ile taş kırma); 2cm’den büyük böbrek taşları ile 1 cm’den büyük üreter taşlan da perkütan (ciltten giriş ile) ve retrograd (dış İdrar yolundan geriye doğru) kapalı (endoskopik) yöntemlerle tedavi edilirler.Ancak tedavi yöntemini belirlemede hastanın o anki klinik durumu da etkili olmaktadır. Günümüzde endoskopik teknoloji çok geliştiği ve hekimlerin bu alandaki deneyim ve bilgileri çok arttığı için açık cerrahiye çok az oranda ihtiyaç duyulmaktadır (%3). Endoskopİk yöntemler ve ESWL daha düşük maliyet, kısa hastane yatışı ve daha az komplikasyonlarla birlikte açık cerrahiyle aynı oranda başarı şansına erişmiştir. Taş hastalığının ilaçla tedavisi yeniden taş oluşumunu, var olan taşların büyümesini engellemek ve nadir görülen ürik asit ve sistin taşlannın eritilmesini sağlamak amacıyla uygulanmaktadır. Ürik asit ve sistin taşları dışında ilaç tedavisi İle taş eritilmesi günümüzde pek mümkün değildir. Taş cinsine bakılmaksızın tedavide ortak önlem hastanın su alımını ayarlamaktır. Zira günlük idrar miktannın düşük olması taş oluşumundaki en önemli faktörlerden birisidir. Hasta günlük en azından 2 litre idrar çıkaracak şekilde sıvı almalıdır. Metabolik değerlendirme sonucu saptanan bazı durumlarda diyette kısıtlamalar işe yarayabilmektedir. İlk defa üriner sistemde taş gelişen bir hastada yıllık %7 sıklığında tekrar taş oluşma riski bulunduğu, 10 yıl İzlendiklerinde ise bu hastaların %50′sinde taş oluşumunun tekrarlanacağı bilinmektedir. Saptanan taşın girişimsel tedavisi ile yüksek oranda taşsızlık elde edilse ve böbrek çalışması korunsa da, geç kalındığında ve hastalığın tekrarlamalarına bağlı olarak böbrek işlev kaybı ve yetmezliğe gidiş görülebilmektedir. Sonuç olarak böbrek taşından korunmak için Başlıca su olmak kaydıyla bol miktarda (günde 2,5 litre) sıvı almak Kola, gazoz gibi asitli içecekleri mumkunse tüketmemek Çay, kahve tüketimini azaltmak Greyfurt suyu ve elma suyunun taş hastalığı riskini arttırabilir Öte yandan saf limon suyu koruyucudur. Süt, yoğurt, peynir gibi besinler makul ölçülerde tüketilmelidir.Bol lifli besinleri tercih edilmeli. Yüksek oksalat içeren pancar, soya, kara çay, çikolata, kakao, kuru incir, karabiber, fındık, maydanoz, haşhaş tohumu, ıspanak, çilek, böğürtlen vs besinleri aşırı tüketmemek. Taş hastalığı olanların bira ve diğer alkollü içecekler, ançuez, sardalya, sakatat, kuru bakliyat, mantar, ıspanak, kuşkonmaz, karnı bahar ve et tüketimini kısıtlaması. Tuz kullanımını azaltmak. Bol bol hareket edip vücudu incitmeyecek şekilde egzersiz yapmak. Stresten uzak bir hayat sürmek.  
Ekleme Tarihi: 28 Haziran 2013 - Cuma
Uz. Dr. Murat Aksoy

Böbrek Taşı

Böbrek taşları toplumda sık rastlanması ve tekrarlama özelliği nedeniyle önemli sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Ülkemiz coğrafi olarak taş hastalığının yaygın olduğu bir kuşakta yer almaktadır. Toplumumuzun yaklaşık %15′ inde taş hastalığı vardır ve özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde daha sık raslanmaktadır.

Her yaşta görülebilir, ancak 40-50 yaş arası daha sıktır. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülmektedir. Irk, yaş, cinsiyet, coğrafya, iklim ve beslenme alışkanlıklarının taş oluşumu üzerine etkisi olduğu düşünülmektedir.

Kanda kalsiyum iyonunu arttıran hastalıklar, bazı böbrek hastalıkları, enzim bozuklukları, böbreklerde görülen bazı yapısal bozukluklar(örneğin atnalı böbrek) taş oluşumu artırabilmektedir.

Taş oluşumunda idrardan atılan bazı maddelerin önemi vardır. Taşın yapısındaki kristallerin (kalsiyum, okzalat, ürik asit gibi) idrarda fazla atılması veya bu kristallerin birleşerek taş oluşturmalarını engelleyici maddelerin (sitrik asit) İdrarda beklenenden az olması taş oluşumunda temel unsurlardır.

Bu maddelerin 24 saatlik idrardaki miktarlarının ölçümü ve buna göre uygulanacak diyet ve ilaçlar taş oluşumunu azaltabilirse de, taş hastalığının tekrarlamasını önlemede en güvenli ve iyi yöntem bol sıvı almaktır. Böbrek taşları en sık kalsiyum okzalat yapısındadır, ancak ürik asit, sistin ve enfeksiyon taşları da değişik oranlarda görülebilen taş cinsleridir.

Taşın cinsi, büyüklüğü, sayısı ve böbrekteki konumu tedavide uygun yöntem belirlemek açısından önemlidir. 25 yaşından önce oluşan taş hastalığı, tek böbrekli hastalar, taş oluşumunu artıran sistemik hastalıklar ve taş yapan bazı ilaçların zorunlu kullanımı risk faktörleridir. Bu gibi durumlarda dikkatli davranılmalıdır.

Hastalarda sırt, yan ağrısı, idrarda kanama görülebilir. Ağrı taşın yerine göre kasık bölgesine kadar yayılabilir. Ayrıca ağrı ile birlikte bulantı, kusma da olabilir.

Böbrek taşı tanısında ağrının karakteri önemlidir. Ağrı şiddeti giderek artar, bir süre devam eder, sonra azalır ve bir sessizlik dönemi olur, ancak çoğu zaman bu dönem kısa sürer ve ağrı yine benzer şekilde giderek şiddetini artırarak kıvrandırıcı niteliğe kavuşur. Böbrek içi taşları genellikle sırt-yan bölgede ağrı yaparken, böbrek yoluna düşen taşlarda ağrı kasıklara yayılabilir. Tam idrar tahlilinde kan hücreleri ve varsa enfeksiyon belirtileri çoğu hastada bulunur. Gerektiğinde kan tahlilleri ile de böbreğin fonksiyonu hakkında bilgi edinilebilir. Görüntüleme yöntemleri taşın sayısı, büyüklüğü, yeri ve üriner sistemde yaptığı değişiklikler (örneğin böbreklerde tıkanıklığa bağlı genişleme) hakkında bilgi verir.

Görüntüleme amacıyla yatarak direkt karın ultrasonografi, intravenöz pyelografi (ilaçlı böbrek filmi) ve bilgisayarlı tomografı kullanılabilir. Sıklıkla İlk değerlendirme yöntemi olan direkt karın grafisinde bazı taşlar yapıları gereği röntgen ışını İle görüntülenemeyebilirler. Ultrasonografi, intravenöz pyelografı ve bilgisayarlı tomografi taş ve böbreğin durumu hakkında daha ayrıntılı bilgiler verebilir

Taş hastalarında tedavi taşın sayısı, cinsi, büyüklüğü, üriner sistemdeki yeri, eşlik eden hastalıklara (tek böbrek varlığı, anatomik bozukluklar gibi) göre hekim tarafından belirlenir. Genel olarak 2 cm‘den küçük çapta böbrek taşları ve 1 cmden küçük üreter taşları ESWL (vücut dışı şok dalgalan ile taş kırma); 2cm’den büyük böbrek taşları ile 1 cm’den büyük üreter taşlan da perkütan (ciltten giriş ile) ve retrograd (dış İdrar yolundan geriye doğru) kapalı (endoskopik) yöntemlerle tedavi edilirler.Ancak tedavi yöntemini belirlemede hastanın o anki klinik durumu da etkili olmaktadır.

Günümüzde endoskopik teknoloji çok geliştiği ve hekimlerin bu alandaki deneyim ve bilgileri çok arttığı için açık cerrahiye çok az oranda ihtiyaç duyulmaktadır (%3). Endoskopİk yöntemler ve ESWL daha düşük maliyet, kısa hastane yatışı ve daha az komplikasyonlarla birlikte açık cerrahiyle aynı oranda başarı şansına erişmiştir. Taş hastalığının ilaçla tedavisi yeniden taş oluşumunu, var olan taşların büyümesini engellemek ve nadir görülen ürik asit ve sistin taşlannın eritilmesini sağlamak amacıyla uygulanmaktadır. Ürik asit ve sistin taşları dışında ilaç tedavisi İle taş eritilmesi günümüzde pek mümkün değildir. Taş cinsine bakılmaksızın tedavide ortak önlem hastanın su alımını ayarlamaktır. Zira günlük idrar miktannın düşük olması taş oluşumundaki en önemli faktörlerden birisidir. Hasta günlük en azından 2 litre idrar çıkaracak şekilde sıvı almalıdır. Metabolik değerlendirme sonucu saptanan bazı durumlarda diyette kısıtlamalar işe yarayabilmektedir.

İlk defa üriner sistemde taş gelişen bir hastada yıllık %7 sıklığında tekrar taş oluşma riski bulunduğu, 10 yıl İzlendiklerinde ise bu hastaların %50′sinde taş oluşumunun tekrarlanacağı bilinmektedir.

Saptanan taşın girişimsel tedavisi ile yüksek oranda taşsızlık elde edilse ve böbrek çalışması korunsa da, geç kalındığında ve hastalığın tekrarlamalarına bağlı olarak böbrek işlev kaybı ve yetmezliğe gidiş görülebilmektedir.

Sonuç olarak böbrek taşından korunmak için Başlıca su olmak kaydıyla bol miktarda (günde 2,5 litre) sıvı almak Kola, gazoz gibi asitli içecekleri mumkunse tüketmemek Çay, kahve tüketimini azaltmak Greyfurt suyu ve elma suyunun taş hastalığı riskini arttırabilir Öte yandan saf limon suyu koruyucudur. Süt, yoğurt, peynir gibi besinler makul ölçülerde tüketilmelidir.Bol lifli besinleri tercih edilmeli. Yüksek oksalat içeren pancar, soya, kara çay, çikolata, kakao, kuru incir, karabiber, fındık, maydanoz, haşhaş tohumu, ıspanak, çilek, böğürtlen vs besinleri aşırı tüketmemek.

Taş hastalığı olanların bira ve diğer alkollü içecekler, ançuez, sardalya, sakatat, kuru bakliyat, mantar, ıspanak, kuşkonmaz, karnı bahar ve et tüketimini kısıtlaması. Tuz kullanımını azaltmak. Bol bol hareket edip vücudu incitmeyecek şekilde egzersiz yapmak. Stresten uzak bir hayat sürmek.  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ordumanset.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.