Mevlana Celaleddin-i Rumi,’’Vuslat Gecesi ‘’ ve “Şeb-i Arus” olarak nitelendirdiği vefatının 740. yılında tüm Türkiye’de gerçekleştirilen törenlerle anıldı.
“Dünyada belirli dönemlerde sıkıntılar yaşanıyor ki o sıkıntılar, insanları uyandırsın, sarsıp kendine getirsin. İşte ülkemizde böyle sıkıntıların yaşandığı dönemde Mevlana’lar, Hacı Bektaş-ı Veliler ve daha bizim adını bilmediğimiz, İslam’ın daha iyi anlaşılmasını sağlayan isimsiz kahramanlar çıkarmışızdır. Mevlana, İslam dinindeki hoşgörü ve tüm insanlığı kucaklayan yanını yalnız bize değil tüm dünyaya öğretti hala da öğretmeye devam eden çok büyük bir alim ve zattır.Formun Altı
Sadece ülkemizde ve İslam coğrafyasında değil tüm dünyada tanınan, evrenselleşen, sınırlarını aşan, barış, kardeşlik ve sevginin simgesi haline gelmiş Anadolu’dan manevi dünyamıza ışık ve yol gösteren insanlık tarihinde verdiği örneklerle halen günümüzde sıkça tartışılan Mevlana Celaleddin-i Rumi ölümünün 740. yılında unutulmadı unutulmuyor. Mevlana’nın ölümü, sevgiliye kavuşma günü olarak kabullenilmiştir. Şeb-i Arus fedakârlıkla başlar, yaşam boyunca devam eder, öbür âleme kavuşmakla tamamlanır. Ona göre ölüm bir son değildir. Yaşadığı dönemden günümüze kadar sözleri halen yaşıyormuşçasına değerli olan Mevlana hayatı boyunca Kardeşliği, birliği, beraberliği, insanların birbirlerini incitmeden yaşaması gerektiğini ve tek AŞK’ın Allah’u Teala yolu olduğunu insanoğluna aşıladı. Sevilen ve önde gelen Mevlana Celaleddin-i Rumi’yi Sevdik, fakat ne dedikleri konusunda fazla akıl yürütmedik. Mevlana’yı seven birine Mevlana neden önemlidir, Hacı Bektaş-ı Veli neden önemlidir? Yunus Emre neden önemlidir ? diye sorsak cevabını bulamayız. Orman varken bir ağaca odaklanırsak sadece ormana haksızlık etmiş olmayız, o ağaçların ne anlatmak istediğini ve ne olduğunu, kimliğini de anlayamayız. O iki ağacın ne olduğu ormanın kendisinde saklıdır çünkü
Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş-ı Veli gibi isimlerin kuran ve hadislerin yorumcusudur. "Mevlana derki ben Kuran-ı Kerim’in hizmetkarıyım. Mevlana’nın yorumunu eleştirebilirsiniz ama kimse Kuran-ı Kerim’e aykırı şeyler söylüyor diyemez. Mevlana’yı anlamak, Mevlana’dan Hz. Peygamber(a.s.)’e gitmek demektir. Bu büyük zatların hepsi peygamber yorumcusudur. Biz Türkiye’de bu büyük kişilerin esas dergah sahibinin peygamber olduğunu görmediğimiz sürece, Mevlana’dan, peygambere varmadıkça çabalarımız boşunadır. Ne kadar şanslı bir milletiz ki Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre gibi değerlerimiz var. Değerlerimiz bizim varlık nedenlerimizdir, onlara millet olarak sahip çıkmalıyız.Mevlana’yı, Yunus Emre’yi, Hacı Bektaş-ı Veli’nin ne dediklerini anlamalıyız, anlamak değer vermekten geçer, İnsanlar çocuklarına bu Allah dostlarını kim olduklarını değerlerini çok güzel anlatımlarla aşılamalı. Okullarımızda bu konuda daha fazla ağırlık verilerek öğrencilere sevdirilerek sözleriyle yaşamlarıyla sözlerinin anlamlarıyla anlatılmalı.Çünkü unutulmamalıdır ki Değerlerimiz Varlık Nedenlerimizdir…