Kimse kendini kandırmasın. Dershanecilik önemli bir sektör oldu. Yüzbinlerce insan bu işkolundan geçiniyor.

Atanamayan on binlerce öğretmen işsiz gezerken; yüz binlercesini daha sokağa bırakamazlar. Bir biçimde iş bulmuş, geçimini sağlayan öğretmenleri; nerede ikame edecekler?

Türkiye’nin her yerinde faaliyet gösteren, sayısız dershaneler; Milli Eğitim Bakanlığı’ndan daha fazla personele iş imkanı sunuyorlar.

Bunlardan kaç tanesi okula dönüşerek, varlığını sürdürebilecek.

Zaten yeni sınav sistemi dershanelerin devamını sağlayacak nitelikte. SBS’lerin kaldırılması, sınavların bittiği anlamına gelmiyor. Yerine daha fazla sayıda sınav konuluyor.

Sonra üst düzey okullar, sınavla öğrenci almaya devam edecekler. Yani sınavlar bir biçimde devam edecek. Bu durum da dershanelere talebi canlı tutacaktır.

Hükümetin iyi niyetli girişimleri; alt yapı eksiğinden dolayı hayatta karşılık bulamıyor. Dershaneler ihtiyaçtan doğdu ve ülkenin her yerinde açıldı.

Bu ihtiyacı ortadan kaldıracak yapılanmayı sağlamadıktan sonra; kapatmaya yönelik atılacak adımların karşılığı olmayacaktır.

Böylesi kapsamlı bir dönüşüm de uzun vadeli bir planlamayı gerektirir.

Eğitimle ilgili yapılan değişiklikler, vatandaşlar tarafında güven uyandırmadığından; dershane kayıtları son sürat devam ediyor.

Öğrencilerin çocukluklarını, gençliklerini ders çalışarak değil; oyunla, sosyal faaliyetlerle geçirmeleri en doğrusu. Ama ülkemizin koşulları küçük yaştan itibaren, sınavlara yönelik çalışmayı gerektiriyor.

Örneğin; Robert Kolej’i bitiren bir öğrencinin geleceği garantidir. İşsizlik sıkıntısı yaşaması mümkün değildir. O okula girmek için ise sınavlardan yüksek puan alması gerekir.

Uzun zamandır dershaneler üzerinden yaşanan tartışma; öğrencilerin ve velilerin kafasını karıştırmanın ötesinde bir anlam taşımıyor.